başlamak

başlamak
-e
1. 着手, 开始: Kitabı okumaya başladım. 我开始读书。
2. nsz 开始, 开头, 开演: Okul bugün başladı. 学校今天开学。Konferans başlıyor. 会议就要开始了。Filim saat kaçta başlıyor? 电影几点开演?
3. 呈现, 显现, 出现: Kış başladı. 冬天来了。Tepeyi aşınca yemyeşil bir ova başladı. 翻过山头, 一片翠绿的大草原便出现在眼前。
4. 采取不受欢迎的行为: Çocuk gene başlama. 这孩子, 别再闹了!Komşudaki gramofon başlıyor. 邻居的唱机又开始响起来了。
5. 被建立: Ahmet'le aramızda sıkı bir ahbaplık başladı. 我和艾哈迈德建立了亲密的友谊。

Türkçe-Çince Sözlük. 2014.

Игры ⚽ Поможем написать курсовую

Look at other dictionaries:

  • başlamak — başlamak, kılavuzluk etmek, komutanlık etmek, III, 291, 292 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • başlamak — e 1) Bir işe girişmek, harekete geçmek Şairliğe on sekiz yaşında gazel ve rubailerle başlamıştı. H. Taner 2) nsz Çalışır, işler, yürür duruma girmek Bundan başka evlenme hayatı da oldukça başarılı başladı. H. E. Adıvar 3) Olmak, oluşmak, ortaya… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • söze başlamak — konuşmaya başlamak, bir konuya girmek Heykelinizi diktirmek istiyormuşsunuz, diye söze başladı. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sıfırdan başlamak — en baştan, hiçbir şeye sahip olmadan bir işe girişmek Sıfırdan başladım, lisede kitabım, tıbbiyede beyaz gömleğim yoktu, bu ev, Ihlamur daki klinik, altımdaki araba, hepsini ben yaptım. A. İlhan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ÜST PERDEDEN BAŞLAMAK — Ağız bozmak, sert konuşmak …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • TEBEDDÜ' — Başlamak …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • tevessül etmek — başlamak, girişmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • türçimek — başlamak. III, 275, 276 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • ŞÜRU' — Başlamak. (Bak: şuru …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • girmek — e, er 1) Dışarıdan içeriye geçmek İçeri girdiklerinde birinci film çoktan başlamıştı. H. Taner 2) Sığmak Elim bu eldivene girmiyor. 3) Katılmak, iltihak etmek Bugün edebiyat imtihanına girdim. Y. Z. Ortaç 4) Almak, fethetmek Ordularımız İstanbul… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yerleşmek — e 1) Yerine iyice oturmak, yerinde sabit olmak Bu taş buraya adamakıllı yerleşmiş. 2) Yer bulup oturmak Arabaya, birbirine sıkışarak yerleştiler. S. F. Abasıyanık 3) Çalışmak üzere bir iş yerine başlamak Oğlu bankaya yerleşmiş. 4) Bir yerde… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”